İstanbul altın çağını yaşıyor! Boğaz kıyısında kurulu, dünyanın en hızlı büyüyen metropollerinden biri olan şehir, insan, doğa, kültür, teknoloji ve maneviyat açısından canlı ve birleştirici bir organizma olarak 21. yüzyılın sembollerinden biri olmaya aday.
İstanbul’un en önemli simgelerinden biri, merkezinde Galata Kulesi’nin bulunduğu Haliç ve bitişiğindeki Beyoğlu semtidir. 507 yılında ahşaptan inşa edilen kule, dünyanın en eski kulelerinden biridir. Başlangıçta gemilere yol göstermek için inşa edilen kule, yüzyıllar içinde İstanbul’un en önemli sembollerinden biri haline gelmiştir.
GAIA, “Ağaçlar güzeldir” sloganıyla kuleyi eski önemine kavuşturmayı ve kulenin kenarındaki yapıları 21. yüzyılda insan, sanat, kültür, doğa ve teknoloji arasında yeni bir bağın merkezi haline getirmeyi amaçlıyor.
Altın’da göklerin ve yerin gücü yatıyor.
“Yeşil İstanbul – Altın evrimine katılın!” ECOART projesinin amacı, Beyoğlu semtindeki gerekli çatı yenilemelerini gelecek için sürdürülebilir kılmak. Tek bir eylemle, Galata Kulesi çevresindeki tüm çatılar ekolojik olarak yeşillendirilecek ve duvarlar sanatsal bir proje olarak altın pullarla süslenecek. Deprem tehdidi altında olan Boğaz kıyısındaki bu canlı megakentin gelişimini kalıcı ve sağlam bir temele oturtmak için GAIA, restorasyon çalışmalarının bir parçası olarak tarihi şehir merkezindeki tüm harap çatıların kapsamlı bir şekilde yeşillendirilmesini planlıyor. Bu, şehir merkezindeki sıcaklığı kalıcı olarak düşürerek klima enerjisinden tasarruf sağlayacak. Aynı zamanda, şehir merkezindeki genel iklim koşulları iyileşerek şehrin gelişimi için bir model oluşturacak.
GAIA, “Ağaçlar güzeldir” sloganıyla Beyoğlu bölgesinde yaşayan tüm sanatçıları, yeni topluma örnek olmak için sanat eserleriyle veya destekçileri olarak bu girişime katılmaya çağırıyor. Ancak herkesin, özellikle de siyasetin, medyanın, sanat camiasının ve sizin, Altın Çağ’a ihtiyacı var! Ancak birlikte altın bir geleceğe doğru bir adım atabiliriz.
Altın milyonlarca insanı cezbediyor ve baştan çıkarıyor.
Böylece Beyoğlu, turistler ve uluslararası kamuoyu (özellikle basın) için kalıcı bir çekim merkezi haline gelecek.
Altın ve ışık, daha önce ayrılmış yaşam alanlarının yeniden birleşmesini kutlar. Altın konuşabilir; büyüleyici ve güzelleştiricidir.
Böylece İstanbul, dünyada başka hiçbir şehrin başaramadığı bir şeye ulaşacak: çevre, ekonomi, canlı bir kültür ve maneviyatın birbirini zenginleştirdiği huzurlu bir uyum.
Çevre iyileştirme önlemlerinin (128 iyileştirme binası) ve ECOART projesinin finansmanı özel ve ticari sponsorlar tarafından sağlanacaktır.
Yıkık dökük çatılar, yıkılmış neon tabelalar! Bunlar artık son!
2013’ten itibaren İstanbul’un çatıları yenilenecek. “Geleceği tahmin etmenin en iyi yolu onu yaratmaktır” (Willy Brandt).
Bu sloganla, projemizde çatıların gelecekteki kullanımına dair fikirler sunuyoruz.
Çünkü geleceğin şehri çatılarda yaşayacak.
İlham alın ve Altın Çağ’ın bir parçası olun.
ÇÜNKÜ TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ ALTINDIR.
